Günümüzden yaklaşık olarak 5200 yıl
önce Sümerlilerin yazıyı bulması aynı
zamanda tarih çağının başlangıcı olarak kabul
edilir. Tarih öncesi dönemden yani yazının henüz bilinmediği zamanlardan günümüze kalan eserlerin, ait
oldukları dönemde sanat eseri olarak görülüp görülmediği bilinmemektedir. Bizim açık bir şekilde sanat olarak sınıflandırabileceğimiz ilk eserler Eski Taş Devrinde mağara duvarlarına ve kaya sığınaklarına çizilmiş hayvan ve el resimleri, av sahneleri ve çeşitli motiflerdir.
Taş Devri Paleolitik, Mezolitik, Neolitik dönemlerine ayrılır. Paleolitik Çağ insanı
avcı ve toplayıcı iken Mezolitik ve Neolitik Çağda insanlar tarıma başlamış ve yerleşik
hayata geçmiştir. Bu dönemler arasında sanatsal tarz ve içerik açısından faklılıklar görülse
de sanatın amacının büyü ve kehanetle ilişkilendirilmesi ortak noktadır.
Paleolitik Çağ tarih öncesi uygarlığının gelişme süresinde kültürel dönemlerin en uzunudur. Bu dönem “besin toplayıcılığı dönemi” olarak da adlandırmaktadırlar. Paleolitik dönem, Buzul Çağıdır ve genellikle gereçlerini yontma taştan yapan avcı, toplayıcı, göçebe insan toplulukları oluşturmuştur. Sanatın ilk örnekleri olan mağara resimleri, idol adı verilen heykelcikler avcılık ve toplayıcılıkla yaşamlarını sürdürme savaşı veren dönem insanını anlatan önemli buluntulardır.
Atalarımız bu dönemde doğadaki formları muhtemelen sanat kaygısı ile değil avının bereketli olaması, tuzağının işe yaraması, kötü ruhların defedilmesi gibi amaçlarla resmetmiştir. Görüntü sadece taklit değildir. Modeli olduğu varlığın canlı yetilerinin hepsine sahiptir ve dolayısı ile insanoğlunun, doğa üzerindeki egemenliğini ortaya koyduğu bir büyü etkinliğidir.
Mağaralarda bulunan el izleri de bir çeşit ergenliğe geçiş ritüeli olarak yorumlanıyor. Rüştünü ispatlayan gençlerin mağara duvarlarına el izlerini bıraktığı düşünülüyor. Yine mağara girişlerinde bulunan ayak izleri için ise körü ruhlardan korunmanın amaçlanıldığı varılmış orak fikirlerdendir.
Buzulların eridiği ve iklimle birlikte yaşam şartlarının da yumuşadığı Mezolitik Çağ, Neolitik Çağa geçiş sürecidir. Bu çağda sanat mağaraların iç duvarlarından çıkıp dış kaya yüzeylere yayılmıştır. Köpek evcilleştirilmiş bir önceki döneme göre daha çeşitli ve kullanışlı aletler yapılmıştır. Devamında gelen Neolitik Çağ ile insanlar ısınan havanın da etkisiyle nehir kenarlarına yönelmiş, ilk yerleşim alanlarını inşa ederek yerleşik hayata geçmiş, tarım ve hayvan besiciliğine dayalı yaşama yönelmiştir.
Türkiye, Fransa, İspanya, İtalya, Portekiz, Rusya, Moğolistan gibi çeşitli ülkelerdeki mağara resimleri tarih öncesi sanatın örneklerindendir. Bunların en dikkat çekicileri Lascaux'da (Fransa) yaklaşık 300 resim ve 1500 kabartmadan oluşan iki büyük mağaradır.
Sanat eserlerinin ortaya çıkmasında rol oynayan en eski fikirler yüzyıllar boyunca aktarılageldi. Bu gün bile kabul ettiğimiz ya da adına batıl dediğimiz bir çok inanç bilinçaltımızda atalarımızdan miras olarak yaşıyor. Hatta bütün mağara resimleri de eski çağa ait değildir. Malezya'daki Negrito kabilesi otomobil gibi modern konuları ile mağara resimciliğini devam ettiren kabilelerdendir. Bu resimlerin günümüzdeki sanatsal değerini merak edenler için Pablo Picasso'nun Lascaux mağara resimlerini görünce söylediği söz ile bitiriyorum;
"On iki bin yıldır yeni bir şey öğrenmemişiz."
Sanatın
sihirli güçleri vardır.
Fikrin
Özü
Sanatın
sihirli güçleri vardır.